Cankurtaran’da planlanan konaklamalı mesire alanı projesi için ağaç kesimini engellemek isteyen köylülere yönelik silahlı saldırıda Reşit kibar hayatını kaybederken iki vatandaşımızın yaralanması sonrası tepkiler devam ediyor.
CHP Ardanuç Kadın Kolları ve Ardanuç Demokrasi platformu basın açıklamasında saldırıyı kınayarak şu ifadelere yer verdi;
“Merhaba arkadaşlar sevgili Ardanuçlular bugün burada toplanmamızın sebebi hepinizin duyduğu gibi 3 Eylül 2024 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Cankurtaran bölgesinde planlanan konaklamalı mesire alanı projesi için ağaç kesimini engellemek isteyen köylülere yönelik silahlı saldırı gerçekleşti.
Saldırıda Reşit kibar hayatını kaybederken iki vatandaş yaralandı bu nasıl bir haber değil mi insanlar yaşamı ormanı köylerini savunurken nasıl öldürülebilir.
Biz de buna tepkisiz kalmamak için bugün burada buluştuk. Hayatını kaybeden Reşit arkadaşımızın ailesinin ve mücadele arkadaşlarının acısını en derinden hissediyor ve paylaşıyoruz.
Binin üstünde ağacın kesileceği Cankurtaran mevkiindeki saha önce maden sahası olarak ilan edildi, orada yaşayan köylülerin itirazlarından sonra daha masumlaştırılarak turistik mesire alanı olarak yeniden projelendirildi.
Projenin getireceği tahribatı önceden görerek tüm imkanlarıyla doğalarını ve yaşam alanlarını korumak için çabalayan Reşit ve arkadaşları, yine Kendi köyünden olan yerli iş birlikçileri tarafından silahlı saldırıya uğradılar.
Sorumluların ve saldırganın en kısa zamanda en ağır şekilde cezalandırılması için bizler de takipçisi olacağız.
Sevgili dostlar yurdun her köşesinde olduğu gibi Ardanuç’ta da aynı saldırılar devam ediyor.
Biliyorsunuz yaklaşık 15 yıl hem hukuki hem de fiili olarak HES’lere karşı mücadele yürüttük. Hukuku mücadeleyi maalesef hukuk olmayan bir ülkede yahut da sermayeden yana olan bir hukuk burada yaşayan halkın itirazlarını dikkate almadı ve aleyhte karar verdi.
Maalesef yerel seçimlerden sonra HES şirketi çalışmalarına başladı ve bizler bu tahribatı seyretmeye devam ediyoruz.
Harmanlı boyalı grup köylerini kapsayan sulama suyu projesi adı altında başka bir HES’in yapıldığını biliyoruz.
Dereyolu üzerindeki istiflenen boruların sadece bir sulama kanalı için olmadığını görmemek için kör olmak gerekir. Evet o köylere sulama suyu da ön ödemeli yani paralı olarak verilecek.
Şimdi soruyorum sizlere Buna izin verecek miyiz?
HES’lerdi, Ormanlardı, meralarda derken şimdi de nur topu gibi maalesef 11 köyümüzde maden ruhsatları dağıtılmaya başlandı. Hemen halihazırda 4 tanesi ihale edildi 2 tanesi alıcı buldu. Bereket, Sakarya Meşe Köyü, Ovacık, Peynirli Torbalı köylerin de yapılması planlanan projenin ihalesini Alpago adlı firma almış bulunmaktadır.
Madenlerin yapmış olduğu tahribatları yakın zamanda Erzincan İliç’te gördük. Şimdi yine soruyorum sizlere izin verecek miyiz?
Tabii ki hayır şimdi söz konusu maden şirketlerinin ihale iptal davasını açmak için evrak ve parasal boyutunu tamamlamaya çalışıyoruz.
Malum hepimiz ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyoruz özellikle Büyük şehirlerde yaşam zorlaştıkça yakınlarımız köylerine gitmek için fırsat kolluyor ve şimdi köylerimizde yaşanmaz hale getirilmeye çalışılıyor.
Bizim gidecek başka yerimiz yok köylerimizden başka nefes alacağımız tek yer köylerimizdir doğamızdır sularımızdır ormanlarımızdır yaşam alanlarımızdır kısaca ve hepinizi hepimizi doğamıza ormanımıza yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya davet ediyorum zaman ayırıp bizi dinlediğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. – Tahsin Atasert
